Bugün iki okurumdan iki farklı konuda gelen elektronik postayı sizlere aktarmak istiyorum.
Mektuplardan ilki, deprem sonrası afet kredi alan ve ödeyemeyen bir esnaftan geliyor…
Mektup tam anlamıyla bir yardım çığlığı gibi…
Gazetecilerden, siyasilerden yardım isteyen okurum Can Türk " Allah aşkına bize deprem kredilerinin ödemelerinde kolaylık sağlansın" diyor…
Diğer mektup ise bu iktidar döneminde din görevlilerinin davranışlarının değiştiğini iddia eden bir mektup…
İlk mektubu, yetkililerin dikkate almaları gerekçesiyle, ikinci mektubu da din görevlileriyle ilgili böyle bir imaj olduğu gerçeğinin görülebilmesi amacıyla yayınlıyorum.
İşte ilk mektup:
***
Merhaba
Orta seviyede deprem öncesi esnaflığa başlayan biriyim.
Yıllardır umutlarımızı erteleyerek ayakta durma mücadelesi veriyoruz.
Çoluk çocuk lüksümüz gereksiz harcamalarımız yok.
Gece gündüz tek umudumuz olan işimizi ayakta tutmaya gayret ediyoruz.
Üniversitede okuyan çocuklarım simitle idare ettiler.
Emekli olduktan sonra bu ek işimle onlara biraz daha insanca, kendi evlerinde oturma mutluluğunu yaşatmak istedim.
Ne yazık ki olmadı.
Evde konuşmuyoruz ama eşime, çocuklarıma karşı başım eğik.
Bu mücadele içinde bir de kriz afeti vurdu.
Yinede sabırla ümitle direnmeye çalışıyorduk.
Derken yeni afetle dünyamız karardı.
Depremde aldığımız krediyi ödeyemedik sekiz bin küsur lira oldu kırk milyar.
İcradan yazıyı alınca tansiyonum 18' e çıktı dünyam karardı.
Kim borçlu olmak borçlu yaşamak ister.
Allah düşmanımı ne devlete ne de yakınına borçlu etmesin.
Bazı gazetelerde konuyu dile getirenler oldu ama netice yok.
Satacak şeyim yok.
Kefil olan arkadaşlara karşı elim kolum bağlı.
Gazeteciler, parti temsilcileri, Esnaf odaları, AKP'nin yeni il Başkanı, Başbakanımızın ekonomi danışmanı sayın milletvekilimiz Şaban Dişli ALLAH AŞKINA bize ödemelerde bir kolaylık sağlayın.
Çoluk çocuk bizi bu kabustan kurtarın.
Makul bir yapılandırma ile ödemeye çalışalım.
Sakaryamızın değerli basını lütfen Allah aşkına bizlere yardımcı olun.
Çoluk çocuğumuzun hayır duasını alın.

Saygılarımla Can Türk
……….


İktidar çarpmasın

Sayın Matur; yazılarınızdan takip edebildiğim kadarıyla problem olan konularda içeriği ne olursa olsun, gündeme getirmeyi ve irdelemeyi gaye edinmişsiniz.
Gerçi gazeteciliğin esaslarından biri de bu değil midir?
Fakat ben gene de size teşekkür ederek başlamak istiyorum.
Sayın Matur, Kuzuluk da bir camii de olan olay için bir yazı kaleme almışsınız, camii imamının da sıyası destekçileri olabileceğini yazıyorsunuz.
Siz de biliyorsunuz ki camii imamları hiçbir iktidar döneminde bu kadar fütursuzca hutbe vermediler ve hiç bir dönemde de camii cemaatini bu kadar hafife almadılar.
Camii cemaati dediğimiz topluluk bahsettiğiniz bölge gibi yerlerde 40-50 kişiyi geçmez.
Aynı özelliklere haiz ve yakın bölgede olan başka bir camii de olan bir olayı size aktarayım.
Camii cemaati imamın bütün davranışlarından rahatsız oluyor, imamı defalarca uyardıkları halde imam cemaati söz yerindeyse hiç takmıyor,en son çare cemaat yani yaşları 50-70 arasında olan insanlar imza toplayıp müftülüğe şikayet ediyor.
Buna karşı olarak da imam bir kaç genci yanına çekip, onlara; karşı imza toplamalarını söylüyor.
Ve beş vakit camiye gidip problemi yerinde görüp şikayetçi olan insanlara karşı, camiye bir gün dahi adım atmayan insanların attıkları imzayı Müftülük daha makbul görüyor.
Şimdi soruyorum o camii de manevi huzur kalmış mıdır, bunun vebalini Müslümanlığı kimseye bırakmayan iktidarımızın temsilcileri verebilecekler midir?
Sayın Matur, nacizane benim fikrim; bu iktidar olduğu müddetçe boşuna imamlar hakkında yazı yazmayın.
Sonra imamlarımızın dediği gibi : imamla uğraşanı Allah çarpar, Allah çarpmazsa iktidar kesin çarpar!! Ege Egemen

İlk Yorumu Siz Yazın

Yorum Yaz

Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun. Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
E-Posta
Web Site
Başlık:
BBCode:
Yorum:
Güvenlik Kodu:*
	Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum