|
Çarşamba, 15 Temmuz 2009 |
|
Dün AKP Milletvekili Recep Yıldırım'ın oğlu Abdullah Taha Yıldırım'ın Çevre ve Orman Müdürlüğü'nde ÇED Şube Müdürlüğü'ne getirilmesini ‘Skandal atama' başlığıyla manşetleştirdik…
Yıldırım haberimizden rahatsız olmuş ve gazeteci arkadaşlara açıklamalarda bulunmuş…
Meğer oğlunun Şube Müdürü olmasını kendisi istememiş…
Bakanlıktaki Daire Başkanı Yıldırım'ın oğlu Şube Müdürü olsun diye ısrarcı olmuş…
Ortada bir usulsüzlük varsa yetkililer gereğini yapmalıymış…
Bizim haberi görünce hemen Vali Hüseyin Atak'ı arayıp usulsüzlük varsa gereği yapılmasını istemiş…
Recep Yıldırım oğlu Abdullah Taha Yıldırım'ın memuriyete sınavsız girişini ise Bakanlık'taki istisnai kadrodan girdiğini anlatıyor.
Meğer biz partisi AKP'yi yıpratmak için bu tür haberler yapıyormuşuz…
Ben AKP Milletvekili Erol Arslan Cebeci ile bugüne kadar bu tür olumsuz bir haberi ne bizim gazetede ne de başka bir gazetede gördüm…
Aynı şekilde Hasan Ali Çelik'in de oğluna torpil yaptığına dair bir haber bizim gazetede yer almadı…
Diğer milletvekilimiz Ayhan Sefer Üstün'ün de yakınlarına kamuda iş imkanı yarattığını, bunları kısa sürede terfi ettirdiği yönünde bir haberimiz olmadı…
Bu milletvekillerimizle ilgili de eleştirilerimiz oldu…
Ancak Recep Yıldırım gibi basit işlerle uğraşanını görmediğimiz için eleştirilerimizde de bir düzey oldu…
Şimdi Allah aşkına böyle bir açıklamayı okuyunca, gel de buna düzeyli bir cevap ver…
Adam bir de mahkeme tehdidi savuruyor…
Ceza davası açacakmış, tazminat davası açacakmış…
Açmazsan üzülürüm…
Ne diyeceksin mahkemeye?
"Türkiye'de yüz binlerce genç insan KPSS'ye girip kamuda iş imkanı ararken, sevgili oğlum kendi bileğinin hakkıyla Çevre ve Orman Bakanlığı'nda istisnai kadroda işe alındı. 4 yıl gibi kısa bir sürede de başarılarıyla göz doldurdu, şube müdürü oldu" mu diyeceksin…
Buna inanan bir hakim bulursan, bir dakika bile durma…
Git koş mahkemeye…
İstediğin kadar tazminat davası aç, istediğin gibi ceza davası açtır…
Ben buradayım…
Ha birde şıracının şahidi bozacı misali Recep Yıldırım'ın açıklamalarına destek veren Çevre ve Orman İl Müdürlüğü'ne gelince…
Çevre İl Müdürlüğü açıklamasında oğul Yıldırım'ı bir güzel övdükten sonra o göreve layık görüp Bakanlık'tan görevlendirilmesini istediklerini söylüyor…
Arkadaşlar bir kere aranızda bir anlaşın…
Büyük deha Abdullah Taha Yıldırım'ı Daire Başkanı mı istedi, yoksa Çevre ve Orman İl Müdürlüğü'mü Bakanlığa önerdi?
Birbirinize şahitlik yaparken önce yalanınız üzerinde bir uzlaşın, sonra sağa sola açıklama gönderin…
…
Kocaalili fındık üreticisi Şerif Sarı'dan mektup
Fındık üreticisi Şerif Sarı bir mektup göndermiş…
Noktasına-virgülüne dokunmadan size aktarıyorum:
Fındık Tanıtım Grubu'nun yapmış olduğu çalışmaları ilgi ile izlemekteyiz.
Bu ilgimizin nedeni fındık kelimesinin yanında 8 milyar dolar gibi uçuk bir rakamın telaffuz edilmesi.
Neler yapılmazmış bu 8 milyar dolara.
1-Karadeniz Bölgesine 8 bin ilk öğretim okulu
2- 40'a yakın ağır sanayi tesisi-fabrika,
3- Ordu ve Giresun illerinin talebi olan hava limanlarından 4 adet,
4- 400 kadar üniversite veya 350 kadar orta boy sanayi tesisinden birinin yapılabileceğinden bahsedilmiş.
Evet bunlar söyleniyor ama 8. milyar dolara halen bir açıklama getirilmemiş…
Bu parayı Karadenizli fındık üreticisi bir yılda mı iç etmiş?
Bu ifade edilen paranın yüzde kaçı gerçek anlamda üreticinin cebine girmiştir.
Fındık Tanıtım Grubu öyle basın mensuplarını otellerde ağırlayıp ardından da yerel ve ulusal basına tam sayfa ilan vererek üreticiyi sorunun kaynağı gibi gösteremez
Fındık üreticisinin değerini sizin söylediklerinizle yahut ülkemiz yurttaşlarına verdiğiniz ya da çizdiğiniz fotoğraflarla kandırmaya karalamaya hakkınız yok..!
Fındık Karadeniz'den ibaret değil…
Çünkü fındık üreticisi mevsimi geldiğinde geçici işçi çalıştırmak suretiyle Doğu ve Güney Doğuanadolu bölgesine azımsanmayacak ekonomik katkı da bulunmaktadır.
Fındık devlete tekbir dolar dahi yük getirmeden yıllık 2 milyar dolar döviz girdisi sağlayan tek ürünümüzdür…
Bunu en iyi Fındık Tanıtım Grubu'ndaki değerli kişiler iyi bilmekteler...
Üretici son yıllarda Fındık Tanıtım Grubu'nun olağan üstü çalışmalarıyla(!) önemli ekonomik kayıp yaşamak da iken ilçem Kocaali'den örneklerle bu kayıpları biraz açalım…
İlçemiz nüfusu daha dört yıl öncesine kadar 34.000 civarındayken, 10.000'ne yakın insanımız ekonomik olarak refaha kavuşup kent merkezlerine göç etmediler…
Çok şikayet ettiğimiz kentlerin kıyılarını oluşturan gece kondu bölgelerine taşınma gereği duydular…
Karınlarını doyura bilmek için…
O da iş bulabilirlerse sadece akşamları aç yatmamış olabilecekler..!
Geri kalan 24.000 kişi de inanın yüzde doksanı icra işlemleri ile uğraşıyorlar…
Yanlış anlaşılmasın işe falan girmediler yaktıkları elektrik içtikleri su everdikleri çocuklarının ve üretime harcadıkları tarım girdilerini diye bilmek için iyi niyetle çabalıyorlar.
Ama ümitleri kalmadı yavaş yavaş karamsarlık ruhlarını sarmış durumda bu tespitler inanın tüm Karadeniz fındık üreticisinin durumunu özetliyor.
Bu 8milyar doları Allah aşkına biri açıklasın…
Kimin cebine girmiş biz de bilelim yoksa tüm üreticileri bu devletin üzerine sırtına yapışmış sülük gibi göstermeye kimsenin ne hakkı nede hadi...!
Saygılarımla
Şerif Sarı
Sezai Matur hakkındaki diğer yazılar
|
|
|
= Resimli ilanlar
