AK Parti Sakarya İl Yönetimi'nde kadınlara hak ettiği değerin verildiğini dün bu köşede yazdım. Kısaca, "Bugüne kadar hiçbir parti bu yönetim kadar kadınlara ve işi bilenlere önem vermedi. Davut Terzioğlu ve ekibini tebrik ederim" dedim.

Dün telefonum çaldı ve karşımdaki ses, "Sakın bana maşallah deme... Senin maşallah dediğin 40 gün yaşamıyor. İl başkanı Davut Terzioğlu istifa etti" dedi.

Hoppalaaa...

Bir, iki yeri aradım. Gerçekten Terzioğlu istifasını vermiş (!)

Neden ?

Terzioğlu ve ekibi kongre öncesinde tüzük ihlali yapmışlar. Tüzükteki, "Aynı dönem içerisinde alt kurullara seçilenler bir üst kurula seçilemezler" şeklindeki kuralı ihlal ettiler. Hendek'te Halit İnci, Arifiye'de Serdar Yener, Serdivan'da Sema Göler'in parti kurullarına seçilmesine rağmen İl Kurulu'na seçilmesi istifa nedeni oldu.

Başka ?

İl yönetim kurullarına seçilen kadın, erkek ve gençlerin orantısız olması... Başka bir değişle kelli ve felli beylerin yönetimde az oluşu... Sizin anlayacağınız kadın ve gençlere önem vermesinin bedelini Terzioğlu kellesiyle ödedi.

Adalet ve Kalkınma Partili beyleri aradık ama alayı sus pus... AK Parti olmuş toz duman... Arayasın ki birine ulaşasın... Tık yok... Tık...

Buralarda kimseyi bulamayınca 21 ilden sorumlu AK Parti Tokat Milletvekili Zeyit Aslan'ı aradım. Kongre sonrasında rapor hazırlayıp hazırlamadığını ve Terzioğlu'nun neden istifa ettiğini sordum. Tam 6 gündür Ankara dışında olan Aslan, "İstifa konusunda tam bilgi sahibi değilim. Ancak Davut Bey beni aradı ve istifa ettiğini söyledi. Hakkımı helal etmemi istedi. Ben de ondan hakkını helal etmesini istedim. Karşılıklı helalleştik" dedi.

Telefonda Milletvekili Aslan'a, "Yerel basında sizin bir rapor hazırladığınız ve bu raporu da MKYK'ya sunduğunuzu yazdı. Nedir bu rapor ? Kongre için ne yazdınız bu raporda?" diye sordum.

Parti içi konuları basınla paylaşmadığını söyleyen Aslan, "Böyle bir raporu sunmadım. Sunsam da basınla paylaşmam. Kim benim ağzımdan bir şey yazdıysa yalandır. Sokakta konuşulanları yazdılarsa bilmem. Ama benim basına bir beyanatım olmadı. Olamaz da... Ben hiçbir gazeteciye konuşmadım. Konuşmam da... Ben 21 ilden sorumluyum" derken kızgınlığı da ses tonuna yansıyordu.

İstifa sonrasındaki süreci sorduğum Aslan, "Şu anda bildiğim kadarıyla başkan istifa etti. Yönetim etmedi. Bu durumda bir başkan atanacaktır. Ama yönetim de istifa eder veya görevden alınırsa, buna Merkez Karar Yürütme Kurulu toplanıp karar verir. Ya yeni bir başkan atanır ya da bir tarihi belirlenir kongre yapılır. Şu anda böyle bir şey yok. Başkan istifa ettiği için yeni bir atama yapılacaktır" dedi.

Sizin anlayacağınız tüzük bahanesiyle Başkent Terzioğlu'nu çoktan gözden çıkarmış. Karşılıklı helalleşmeler bile yapılmış... Peki ama bu saatten sonra ne olur ve AK Parti'de dengeler nasıl oturur?
Bana göre, seçmenine ve delegesine karşı karizması çizilen AKP'yi zor günler bekliyor...

Haydi hayırlısı...

Durmak yok, kavgaya devam !
---


Baskıcı bir demokrasi olur mu?

Her şey Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 4 Temmuz'da yapılan AK Parti İl Kongresi'ne geleceği haberiyle başladı.

Önce AK Parti'nin Sakarya milletvekilleri kongreye tek liste gidilmesi için uğraştılar. Sonra devreye Başkent'ten gelen partinin kurmayları girdi.

Hedef belli...

Tek liste ile seçime girmek...

Ama olmadı... AK Parti Sakarya Milletvekili Şaban Yıldırım, Adapazarı Belediye Başkanı Süleyman Dişli ve Hendek Belediye Başkanı Ali İnci'nin desteğiyle beraber Davut Terzioğlu seçime girdi ve kazandı.

Ben de dahil herkes şokta...

Çünkü Adapazarı İlçe Başkanlığı yapan Av. Ali İhsan Yavuz'un bu seçimden kesin zaferle çıkacağına inanılıyordu. Ama olmadı. Delege 6 oy farkla da olsa 'Terzioğlu' yani 'Dişli ve İnci' dedi...

Hatta bir rivayete göre Başbakan Erdoğan'ın, Adapazarı'na gelene kadar iki liste olduğundan bile haberi yoktu. Erdoğan'ın bunu salonda öğrendiği anlatıldı. Sözde Başbakan Erdoğan, Büyükşehir Belediyesi ziyareti sırasında iki liste için birilerine fırçayı basmış...

Şimdi...

Bir partinin genel başkanı elbette o partide en büyük söz sahibidir. Onun dediği olur.

Olur da...

Hem bu ülkede ve partinizde demokrasi var diye dünyaya hava atıyorsunuz hem de demokrasi çerçevesinde iki adayın yarışmasına karşı çıkıyorsunuz. İki adayı da ayrı ayrı destekleyen delegeye 'Hayır... Tek aday olacak. Ona oy vereceksin. Emre itaat et' diyorsunuz.

İyi ama parti isminin önünde "Adalet" olan bir siyasi partiye bu tutum yakışıyor mu?

'Adalet olmadan kalkınma olmaz' sözüyle her yerde halkın önüne çıkan; insanların 'Adalet ve Kalkınma ' olacağına inanarak oy verdiği ve iktidara getirdiği bir partiye baskıcı demokrasi yakışıyor mu?

Bırakın, iki değil 12 liste çıksın. Demokrasi şenliği içinde adaylar yarışsın.

Ne olur? Hani siz farklıydınız? Hani siz AK'tınız? Yani siz ötekilere benzemezdiniz? Hani siz demokrasinin bu ülkede kalesiydiniz? Siz demokrasi kalesi ile kumdan yapılan kaleleri karıştırdınız galiba !..

Doğrusunu istersiniz bu kongre ve arkasından yaşanan süreç sonrasında AK Parti'nin demokrasi anlayışını anlamakta güçlük çekiyorum...

İlk Yorumu Siz Yazın

Yorum Yaz

Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun. Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
E-Posta
Web Site
Başlık:
BBCode:
Yorum:
Güvenlik Kodu:*
	Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum