Hendek Belediyesi'nin davetlisi olarak Diyarbakır'a yaptığımız gezi, Sakarya'da bir hayli gürültü koparttı…
O kadar anlamsız eleştiriler yapıldı ki, bunları anlamakta zorluk çektim ve gülüp geçtim…
Sanırım bu eleştirilerin en haksız ve en anlamsız olanı da MHP Milletvekili Prof. Dr. Münir Kutluata'nın yaptığı eleştiriydi…
Göreve seçildiği günden bu yana Sakarya'nın onca sorununa duyarsız kalan, Sırma'ya, Silivri'ye "Ben hemşerilerime laf söylemem" diyerek göz yuman Münir Kutluata bu kez kendisinden beklenmeyen bir sertlikle bu geziyi eleştirdi…
Diyarbakır gezisini savunmak bana düşmez…
O geziyi ben planlamadım…
Planlayanlar mutlaka Münir Kutluata'ya gereken cevabı vereceklerdir…
Ancak o eleştirilerden ben kendi payıma düşenlerden yola çıkarak kendi cevabımı vermek istiyorum…
Çünkü o heyette Sakarya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı olarak yer aldım.
İşte Kutluata'ya cevabım:
1-Diyarbakır'a giden heyetin Sakarya'yı temsil etmek gibi bir iddiası yoktur. O heyet Hendek Belediyesi'nin davetlisi olarak Diyarbakır'a gitmiştir. Diyarbakır'da da Sakarya heyeti olarak değil Hendek Belediyesi heyeti olarak anılmışlardır…
2-Gerçekleştirilen gezide sadece Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir değil, Diyarbakır Valiliği, Esnaf Odaları Birliği, Ticaret ve Sanayi Odası da ziyaret edilmiştir. (Bir grup gazeteci arkadaşla biz de Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti'ni ziyaret ettik.) Osman Baydemir bu vatan toprağının bir parçası olan Diyarbakır ilinde halkın yüzde 65'nin oyunu alarak Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmiştir. Azıcık demokrasiye inanan insan Baydemir'in yüzde 13 oyla milletvekili seçilen sizden çok halkını temsil ettiğini kavrayabilecektir.
3- Heyet Osman Baydemir'i değil Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'ni ziyaret etmiştir. O görevde bir başka partiye mensup bir başkan da bulunabilirdi. Bu nedenle o makama yapılan ziyaretin bu şekilde çarpıtılmış olması etik değildir. Kutluata kendisi de halkın oyuyla seçilen DTP Milletvekilleri ile aynı çatı altında görev yapmakta, Genel Başkanı ise DTP Genel Başkanı'yla tokalaşma nezaketini göstermektedir.
4- Gezi sırasında Sakarya'nın şehidi Gaffar Okkan sürekli olarak rahmetle ve özlemle anılmış, Okkan sayesinde bu vatanın iki ayrı bölgesindeki Sakarya ve Diyarbakır arasında nasıl bir gönül köprüsünün kurulduğu tarafımızdan tespit edilmiştir. Diyarbakır'da 2 dükkandan birinde şahadetinin üzerinden bunca yıl geçmesine rağmen Gaffar Okan posterinin asılı olması, bize tarifi mümkün olmayan duygular yaşatmıştır.
5-Türkiye artık kardeş kanı dökülmesinden bıkmıştır. Kardeş kanının durması da halkın bilinçlenmesiyle, vatan topraklarının dört bir yanında yaşayan toplulukların arasında sağlıklı iletişim kurulmasıyla sağlanır.
6- Sakarya'yla ilgili iki kutup şehir gibi gösterilen Diyarbakır'da gördüğüm şudur. Oradaki vatandaşlarımız da, o kenti yönetenler de kardeş kavgasının bitmesini istemektedir. Aynen bizim gibi. Bu ziyaret kardeş kanı dökülmesinden yana olmayan ve iki ayrı kentte birbirinden uzakta yaşamlarını sürdüren insanları buluşturmuştur.
7- Barış hiçbir zaman kavgayla gelmez. Türkiye bugün artık şu yol ayrımına gelmiştir: Barıştan yana olanlar ve kardeş kavgasından yana olanlar. Kardeş kanından beslenerek politika yapanlar bir gün o politika çukurunda boğulurlar. Ağlayan anaların acısını anlamayanlar bu ülkeye bir şey veremezler.
8- Diyarbakır'a her nedenle gitmişse de, o geziye katılanları birilerine hedef gösterip, Sakarya halkı arasında ayrımcılık yaratmaya çalışmak adının önünde hem ‘milletvekili', hem de ‘Prof. Dr' yazan birine hiç yakışmıyor.
9-Yüzde 13 oyla adının önüne Sakarya Milletvekili sıfatını alan Kutluata kendi partisine mensup olanların dışında kimi temsil ediyor? Tepeden inme bir şekilde milletvekili adayı gösterilen Kutluata Sakarya halkının vekili midir, yoksa kendisine bu sıfatı kazandıran Genel Başkanı'nın Sakarya temsilcisi midir? Bir açıklamasında da bu konuya değinirse sevinirim.
….

Bir tavırsızlık örneği!

Davut Terzioğlu düzenlediği basın toplantısında "Görevimin başındayım" demiş…
Elinde karar defteri olmayan, Genel Merkez'in tüm il başkanlarının aksine internet sitesinde adına yer verilmeyen Davut Terzioğlu Cuma günü İl Başkanları toplantısına katılacakmış…
Bu nasıl bir tavırsızlıktır anlamak mümkün değil…
Davut Terzioğlu eğer halen AKP İl Başkanı olduğunu iddia ediyorsa tez elden partisinin yönetim kurulu karar defterini genel merkezden alır ve parti il binasında bulundurur.
Ve yine arar Teşkilat Başkanı Haluk İpek'i ve internet sitesinde kendi adının neden bulunmadığını sorar…
Tabi bunun için gerekli olan bir şey vardır:
Adamlık…
Sanırım Terzioğlu da o adamlığı gösterip İl Başkanı olduğunu Sakarya kamuoyuna ispatlar…

İlk Yorumu Siz Yazın

Yorum Yaz

Lütfen Yorumlarınız Haberin Konusuna Uygun Olsun. Kişisel Sözlü Kelimeler Silinecektir.
Adınız:
E-Posta
Web Site
Başlık:
BBCode:
Yorum:
Güvenlik Kodu:*
	Bu Habere Yazılan Yorumlar Hakkında E-Posta Aracılığıyla Bilgilendirilmek İstiyorum