|
Adapazarı halkının günahı çok! |
|
Cuma, 08 Ocak 2010 |
|
Adapazarı Belediye Başkanı Süleyman Dişli, Büyükşehir Belediyesi'nin 800 milyon liralık borç yükü altında elinin kolunun bağlı olduğunu, bu borç nedeniyle Büyükşehir'in yeni yatırımlar için borçlanamadığını söylemiş…
Dişli'nin bu sözlerini köşesine alan Cevdet Güngör de "Bu işte Adapazarı halkının günahı ne?" diye sormuş…
Sonra da devam etmiş;
"Geçmiş 15 yıllık dönemde ilimize yapılan yatırımlara, daha doğrusu Büyükşehir Belediyesi'ni büyük borç altına koyan yatırımlara bir bakalım. Bunların hangisi, ilimizin yaşanabilir bir kent olmasına dönük yatırımlardır?"
Evet, Büyükşehir Belediyesi büyük bir borç batağında…
Borç miktarı henüz 800 milyon lirayı bulmadı ama ona yakın bir rakam…
Bence de bu kadar büyük bir borcun birikmesine neden olan borçlar, zorunlu yatırımlar nedeniyle yapılmış değil…
Örnek vermeye sondan başlarsak, yeni terminal projesinin birçok açıdan eleştirilebilir ve pahalı bir proje olduğunu söyleyebiliriz…
Bu proje için Belediye'nin üzerine bindirilen borç miktarı 50 milyon lirayı aşıyor…
15 yılın ilk yıllarından başlarsak, Çark Deresi ıslah projesine harcanan yüz milyon dolarları görürüz…
O kadar çok örnek var ki, hangi birini yazmalı…
Ama bu harcamalar gizli kapaklı yapılmadı…
Adapazarı halkı, Belediye'nin nasıl borçlandırıldığını, kentin nasıl bir borç yükü altına sokulduğunu göre göre aynı kişiyi 3 dönem belediye başkanı yaptı…
Adapazarı halkının günahı işte bu…
Ben görevde olduğu dönemde de Başkan Aziz Duran'ı en sert eleştiren kişi olduğum için şimdi bunu çok rahat söyleyebiliyorum…
O dönem Duran'a alkış tutanların bunu yeni fark ediyor olması ise pek garip…
Evet, o büyük borçtan sadece Aziz Duran sorumlu değildir…
O'na 3 dönem Başkanlık görevini veren Adapazarı halkı da sorumludur…
O borcun günahına Adapazarı halkı da ortaktır…
Biz kamuoyunu aydınlatmakla görevli olan bu şehrin gazetecileri ise herkesten daha fazla sorumluyuz…
Biz gazeteciler halka gerçekleri anlatmakla, kentin nasıl borçlandırıldığını halka göstermekle yükümlüydük…
Ben kendi adıma bu sorumluluğumun büyük bölümünü yerine getirdiğini düşünüyorum…
Vicdanım da rahat…
Diğerleri günahlarını düşünsün…
…………
Meclis'ten canlı yayın!
Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu talimat vermiş…
Belediye Meclis toplantıları internetten canlı olarak yayınlanacakmış…
Toçoğlu yerinde bir karar almış…
Belediye Meclisi toplantısını izlemek üzere Belediye'den içeri girerken Başkan'ın (Aziz Duran'ın) korumalarının saldırısına uğramış bir gazeteci olarak bu karar beni çok sevindirdi…
Gerçekten de Meclis toplantıları halka açık olmalı…
Şehirle ilgili kararların nasıl alındığı halk tarafından da izlenmeli…
Toçoğlu'nu bu kararından dolayı kutlarken kameranın istisnasız her toplantıda açık olmasını diliyorum…
…
Adaletsiz uygulama örnek olsun!
Fırıncılar Federasyonu Başkanı Halil İbrahim Balcı, belediyelerin ucuz ekmek üretiminden çekilerek Sakarya'daki gibi kontrol edici olmasını istedi…
Ben 20 yıldır bu işi yapıyorum…
Sakarya'daki ekmek fiyatlarıyla ilgili bir kontrolünü görmedim…
Fırıncılar Odası ekmek fiyatlarını istediği gibi belirliyor…
Hatta rekabete girip ucuz ekmek satan fırıncı esnafını bitirmek için Belediye'nin adını özgürce kullanabiliyor…
Bu adaletsiz uygulamanın kabul edilebilir bir yanı yok…
Sakarya dışında da hiçbir kentte böylesine acımasız bir uygulamayı, hiçbir yerel yöneticiye kabul ettiremezsiniz…
…
Akyazı'nın dispanser tepkisi!
46 yıl önce açılan Akyazı Verem Savaş Dispanseri kapatıldı…
Akyazılı ayaklandı…
Sivil toplum örgütleri, siyasetçiler Sağlık Müdürlüğü'nün aldığı bu karara tepkililer…
Verem Savaş Derneği Başkanı Şinasi Bayraktar "Dispanserimizi asla kapattırmayız" diyor…
Gerekirse dispansere kayıtlı hastalarla birlikte Sağlık Müdürlüğü'nün kapısına dayanacaklarını söylüyor…
Anlaşılan verem hastalığı Akyazı'da hala yaygın bir hastalık…
Bence Sağlık Müdürlüğü bunca tepkiyi dikkate almalı ve kapatılan Verem Savaş Dispanseri'ni tekrar halkın kullanımına sunmalıdır…
Sezai Matur hakkındaki diğer yazılar
|
|
|
= Resimli ilanlar
